Telegram CEO’su ve kurucu ortağı Pavel Durov’un tutuklanmasının üzerinden bir yıl geçti. Bu olay, ifade özgürlüğü savunucuları arasında büyük tepki yaratırken, platform moderasyonunun geleceği konusunda da endişelere yol açtı.
24 Ağustos 2024’te Durov, Fransa’nın Paris-Le Bourget Havalimanı’nda, Fransız Ulusal Adli Polisi’nin yürüttüğü bir soruşturma kapsamında tutuklandı. Kendisine yöneltilen 12 suçlama, platformundaki kullanıcılar tarafından işlenen ciddi suçlarda suç ortaklığı yaptığı iddiasını içeriyor.
Durov, son röportajlarında dava hakkında şaşkınlık ve hayal kırıklığını dile getirdi. İfade özgürlüğü savunucuları ise tutuklamayı sert bir şekilde eleştirerek bunun ifade özgürlüğü ve platform gelişimi açısından ciddi sonuçları olduğunu belirtti.
Şimdi, bir yıl sonra davada çok az ilerleme kaydedilmiş durumda ve mesajlaşma platformlarındaki kullanıcı gizliliğine yönelik yeni zorluklar ortaya çıkıyor.
Durov’un Tutuklanmasının Üzerinden Bir Yıl Geçti, Henüz Duruşma Belirlenmedi
Durov, geçen yıl Fransa’nın L’Office Mineurs (OFMIN) — çocuklara yönelik suçları denetleyen ceza uygulama kurumu — tarafından Telegram hakkında yürütülen ön soruşturma kapsamında tutuklandı.
Soruşturmacılar, dolandırıcılık, uyuşturucu kaçakçılığı, siber zorbalık ve organize suç gibi iddia edilen suçlarda Durov’un suç ortaklığı yaptığı görüşünde.
Telegram yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği yasalarına, özellikle Dijital Hizmetler Yasası’na uyduğunu ve moderasyonunun sektör standartları dahilinde olduğunu belirtti.
Telegram’un eski blok zinciri projesi The Open Network’ün geliştirilmesinden sorumlu TON Society, durumu “temel bir insan hakkına doğrudan saldırı” olarak nitelendirdi. Ünlü muhbir Edward Snowden ise Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u “özel iletişimlere erişim sağlamak için rehin almakla” suçladı.
Durov, Telegram’da yaptığı açıklamada, şirketin “ilkelerine uymayan pazarlardan çıkmaya hazır olduğunu” belirterek tutuklamaya şaşırdığını ifade etti. Ayrıca Telegram’ın yetkililerle iş birliği yaptığı birçok mekanizmaya sahip olduğunu da vurguladı.
İlgili:
Durov, tutuklamanın kişisel hayatını da etkilediğini belirterek, ortağı Juli Vavilova’nın soruşturmanın yarattığı stres nedeniyle düşük yaptığını açıkladı.
Aralık ayına kadar seyahat yasağı kaldırılmadı ve birkaç ay sonra Birleşik Arap Emirlikleri’ne iş için seyahat etti; bu sırada Fransa’daki dava devam ediyordu.
Haziran ayında Tucker Carlson ile yaptığı röportajda Durov, zorunlu olarak değil, “bana dava açılıp açılmayacağını belirlemekle görevli” olan “soruşturma hakimleri” önüne çıkmak zorunda olduğunu söyledi.
Durov, prosedürel olarak sadece birkaç ayda bir mahkemeye çıkması gerektiği için Fransa’da kalmasının “çok garip ve gereksiz” olduğunu ifade etti. Önümüzdeki birkaç ay içinde durumun çözülebileceğini ya da en azından seyahat kısıtlamasının kaldırılmasını umduğunu belirtti.
24 Ağustos itibarıyla soruşturma hala devam ediyor.
Hükümetler Şifreli Mesajlaşma Uygulamalarını Küresel Ölçekte Kısıtlıyor
Durov’un davası, dünya genelinde düzenleyicilerin şifreli mesajlaşma servislerine yönelik baskılarını artırdığı bir döneme denk geliyor.
Avrupa Konseyi Başkanlığını yürüten Danimarka, WhatsApp, Signal ve Telegram gibi şifreli mesajlaşma platformlarının kullanıcıların gönderdiği her mesaj, fotoğraf ve videoyu taramasını zorunlu kılan bir yasa tasarısı sundu.
“Çocuk Cinsel İstismarını Önleme ve Mücadele Yönetmeliği” olarak adlandırılan ve eleştirmenlerce “Sohbet Kontrolü” denilen tasarı, 27 üye devletin 19’unun desteğini aldığı bildiriliyor. Yasanın kabul edilmesi için en az 15 ülkenin ve bu ülkelerin AB nüfusunun en az %65’ini temsil etmesi gerekiyor.
Avrupa Kripto Girişimi, vatandaşları Avrupa Parlamentosu üyelerini aramaya çağırdı ve Eylül ayında düzenlenecek paydaş oturumunda düzenleyicilerle doğrudan iletişime geçeceğini açıkladı.
Durov, şirketin gizlilikle ilgili etik ilkelerini ihlal eden düzenlemelere uymaktansa Telegram’ın bazı pazarlardan çıkmayı tercih edeceğini belirtti.
“Telegram, arka kapılarla şifrelemeyi zayıflatmak ve temel insan haklarını ihlal etmek yerine bir pazardan çıkmayı tercih eder. Bazı rakiplerimizin aksine, gizliliği pazar payı için takas etmiyoruz,” dedi.
Durov’un memleketi Rusya’da ise hükümet, WhatsApp ve Telegram’ı dolandırıcılık ve terörizmde kullanıldığı iddiasıyla yasaklayarak şifreli mesajlaşma uygulamalarına kısıtlamalar getirdi. Facebook, Instagram ve X (eski Twitter) da yasaklandı.
Bunların yerine, hükümet Max adlı bir mesajlaşma uygulaması geliştirdi; ayrıca Durov tarafından geliştirilen sosyal medya platformu VK da bulunuyor. Durov, 2014’te Ukraynalı protestocuların Rus yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e karşı düzenlediği gösterilerde kullanıcı verilerini teslim etmeyi reddettiği için VK’dan ayrılmıştı.
Max uygulamasının, hükümet hizmetleri ve eşler arası ödemeleri doğrudan uygulamaya entegre ettiği bildiriliyor. Kullanıcı verileri, iletişim listeleri, meta veriler, IP adresleri ve zaman damgaları dahil olmak üzere depolandığı ve yetkililere sunulduğu iddia ediliyor. Rusya’da satılan telefonlarda 1 Eylül’den itibaren bu uygulama ön yüklü olarak gelecek.
Dünya genelinde, şifreli mesajlaşma uygulamaları gizliliği zedelemeye yönelik artan baskılarla karşı karşıya. İster giderek otoriterleşen bir ülkede olsun, ister çocuk güvenliği gibi çok meşru bir endişe altında, kullanıcı gizliliği bir kez kaybedildiğinde kolayca geri kazanılamıyor. Durov’un davası yavaş ilerlese de, mesajlaşma uygulamalarının nasıl düzenleneceği ve gelişmesine izin verileceği konusunda kesinlikle etkileri olacak.
Dergi: