ABD Hazine Bakanlığı’nın DeFi Kimlik Planı ‘Her Oturma Odasına Kamera Koymak Gibi’

ABD Hazine Bakanlığı, kimlik kontrollerinin doğrudan merkeziyetsiz finans (DeFi) akıllı kontratlarına entegre edilip edilmemesi gerektiğini araştırıyor. Eleştirmenler, bu hamlenin izinsiz finansın temelini yeniden yazabileceği konusunda uyarıyor.

Geçen hafta, ajans Temmuz ayında yasalaşan Inflation Reduction Act kapsamında bir danışma süreci başlattı. Bu yasa, Hazine Bakanlığı’nı kripto piyasalarında yasa dışı finansla mücadele için yeni uyum araçlarını değerlendirmeye yönlendiriyor.

Önerilen fikirlerden biri, kimlik doğrulamanın DeFi protokollerine gömülmesi. Pratikte bu, bir DeFi protokolünün bir işlemi onaylamadan önce kullanıcının devlet kimliği, biyometrik kimlik bilgisi veya dijital cüzdan sertifikasını otomatik olarak doğrulayabilmesi anlamına geliyor.

Destekçiler, kimlik ve uyum kontrollerinin blokzincir altyapısına entegre edilmesinin uyumu kolaylaştırabileceğini ve suçluların DeFi’ye girişini engelleyebileceğini savunuyor.

AML sağlayıcısı SmartSearch’ün Ürün Direktörü Fraser Mitchell, Cointelegraph’a bu tür araçların “bu ağları suçlular için bu kadar çekici kılan anonim işlemleri ortaya çıkarabileceğini” söyledi.

“Şüpheli faaliyetlerin gerçek zamanlı izlenmesi, platformların riskleri azaltmasını, kara para aklayıcıları tespit etmesini ve nihayetinde dünyanın en kötü suçlarından elde edilen gelirleri aklamak için ağlarını kullanmalarını engellemesini kolaylaştırabilir,” dedi Mitchell.

İlgili: 

DeFi Kimlik Kontrolleri: Veriyi Koruyun Yoksa Gözetim Riskiyle Karşı Karşıya Kalın

Mitchell gizlilik ödünlerine dikkat çekti ancak çözümler olduğunu savundu. “Sadece izleme veya düzenleyici denetimler için gerekli veriler saklanmalı, diğer her şey silinmeli. Saklanan veriler satır düzeyinde şifrelenmeli, böylece büyük bir ihlal riski azaltılır.”

Ancak eleştirmenler, önerinin DeFi’nin özünü boşaltma riski taşıdığını belirtiyor. Ubuntu Tribe CEO’su Mamadou Kwidjim Toure, planı “her oturma odasına kamera koymaya” benzetti.

“Kağıt üzerinde bu, şık bir uyum kısayolu gibi görünüyor. Ama tarafsız, izinsiz bir altyapıyı, erişimin devlet onaylı kimlik bilgileriyle sınırlandığı bir yapıya dönüştürüyorsunuz. Bu, DeFi’nin ne olması gerektiğini temelden değiştirir,” dedi Toure Cointelegraph’a.

Biyometrik veya devlet kimliklerinin blokzincir cüzdanlarına bağlanması durumunda “her işlem gerçek dünyadaki bir kişiye kalıcı olarak izlenebilir hale gelir. Pseudonimlik kaybolur ve dolayısıyla gözetimsiz işlem yapma yeteneği ortadan kalkar,” diye uyardı.

Toure için mesele sadece uyum değil. “Finansal özgürlük, özel bir ekonomik yaşama sahip olma hakkına dayanır. Protokol seviyesinde kimlik entegre etmek bunu aşındırır ve tehlikeli emsaller yaratır. Devletler işlemleri sansürleyebilir, cüzdanları kara listeye alabilir veya vergi tahsilatını doğrudan akıllı kontratlar üzerinden otomatikleştirebilir.”

İlgili: 

Kimler Geride Kalacak?

Bir diğer endişe ise dışlanma riski. Dünya genelinde milyarlarca insan hâlâ resmi kimliğe sahip değil. DeFi protokolleri devlet tarafından verilen kimlik bilgisi gerektirirse, tüm topluluklar, göçmenler, mülteciler ve bankasızlar dışlanma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

“Anonimliği tercih eden veya kimlik gereksinimlerini karşılayamayan kullanıcıların erişimi kısıtlanabilir, bu da DeFi’nin demokratik doğasını sınırlar,” dedi Toure.

Veri güvenliği de kritik bir konu. Biyometrik veritabanlarının finansal faaliyetlerle bağlanması, hack saldırılarını daha yıkıcı hale getirebilir; hem para hem de kişisel kimlik tek bir ihlalde açığa çıkabilir.

Eleştirmenler, tercihin suç yuvaları ile kitlesel gözetim arasında ikili olmadığına dikkat çekiyor. Sıfır Bilgi Kanıtları (ZKP) ve Merkeziyetsiz Kimlik (DID) standartları, tam kimliği açığa çıkarmadan uygunluğu doğrulamanın yollarını sunuyor.

ZKP’ler sayesinde kullanıcılar, yaptırım listesinde olmadıklarını veya 18 yaşından büyük olduklarını kimliklerini ifşa etmeden kanıtlayabilir. DID çerçeveleri kullanıcıların doğrulanabilir kimlik bilgilerini tutmasına ve bunları seçici olarak açıklamasına olanak tanır. “Statik devlet kimlikleri yerine, kullanıcılar seçici olarak açıkladıkları doğrulanabilir kimlik bilgilerine sahip olur,” dedi Toure.

Dergi: